2010/06/15

► Sergi: (İstanbul) Transit-Topos


26 MAYIS - 03 TEMMUZ 2010
Sanatçılar: Claude Closky, Brice Dellsperger, Wang Du, Laurent Grasso, Seza PakerNasan Tur
Küratör: Ali Akay
Ali Akay
"Son kırk seneye"
Bir topografya alanı ve tarihin katmanlarının üstüste gelerek zamanları aynı mekana toplayan, geçmiş şimdiki zaman ile gelecek şimdiki zamanı neredeyse kristal bir şimdiki zamanda birleştiren İstanbul, aynı zamanda bir megalopol olarak küreselleşmiş dünyanın önemli merkezlerinden biri haline geldi. Bu alan bir topos olarak katedien, geçilen, etki alınan ve etki veren bir mekan olarak birçok uluslararsı sanat eserinin geçtiği bir alandır.
Sergi bu geciş alanı olan topos'un etrafında dönmektedir. Bu aynı zamanda kültürlerin de kozmopolitikasının geçiş alanı olarak önemlidir. Stoacılardan beri şehrin kozmopolit yapısı her zaman için yabancılıklara yer vermiştir. Bugün İstanbul da aynı şekile değişime açık bir vaziyette çeşitli sanatcıların sergilediği ve de etkilendiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır: Dönüşüm, geçiş, değişim, mübadele ve zaman içindeki değişimlerin alanı olarak okunabilinir. Sergide yer alan sanatçıların her biri İstanbul dışında ikame etmektedir; ancak Akbank Sanat'ın İstanbul 2010 kültür başkenti yaşantısı içinde düşünüp de gerçekleştirdiği bu sergi İstanbul'un içinde yaşamayanlar tarafından kat edilen bir mekan olarak ele alınmasının üzerinde durmaktadır. Bu yüzden İstanbul paratez içindedir. Şehir kendi içinde büyük bir dönüşümü zaten yaşamaktadır. Sanatçılar ise bu "görünmez gibi olan" değişimin içindeki fantastik ögelere doğru bakarak görünürlük ve gürünmezlik meselesinin üzerinden düşünmektedirler. Her türlü ilşkinin sadece İstanbul ile değil, aynı zamanda görünürülüğünü öncelikli olarak görünmezliğinden potansiyel olarak alan diğer megalopollerle de bir ilişki söz konusudur. Sonuçta, Avrupa'nın içinde olmadan bir "kültür başkenti" olarak kendini kabul ettiren bir şehrin hem katmanlarından, hem geleceğinden, hem de hayalinden söz etmekte olan bir dönemden geçmekteyiz. Hayaller şehri olarak da şairler tarafından dillendirilen bir İstanbul, yaşamıyla, eğlence hayatıyla, kültürüyle "geçiş" merkezi haliyle, büyütülen hava alanı ve havaalanına giden yollarıyla, her şeyden önce kendi kendisine yabancılaşmaya başlayan bir şehir külürünün yabanıcısı olduğu bakışlar tarafından düşünülmesi bizim ilgimizi çeken bir bakıştır. Kendine yabancılaşma, doğaya yabancılaşma, emeğine yabancılaşma derken, bir tür anomic hayat içindeki şehrin karakteri de "kıyaslanmaya açık" olarak okunabilinmektedir.
Aksanat Sergisi: Link

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder